Korona Günlüğü — Covid 19 Belirtileri

Sabri Suyunu
10 min readOct 29, 2020

--

23.10.2020 tarihinde Covid 19 pozitif çıkmam vesilesi ile tuttuğum günlüğün detaylarını bulabilirsiniz. Herkesde belirtileri farklı olsa da, karşılaştırmalı olarak durumunuzu test edebilirsiniz. Zor bir hastalık. Yaklanan herkese Allah’dan şifa dilerim.

Bu yazıdaki belirtiler, kullanılan ilaçlar ve tedaviler bana özeldir. Hiç biri tavsiye niteliği taşımamaktadır. Sadece bilgi amaçlı yazılmıştır

Covid 19 Belirtileri günlük değişimi

21 Ekim 2020 Çarşamba (-1)

Saat 23:00

Başım çok ağrıyor. Haftalık migren ağrısı, sanırım bugüne denk geldi. Sadece başım da değil. Sırtım, omuzlarım, gözüm. Gözüm yerinden fırlayacak gibi zonkluyor. Kafamın yarısını kessem anca rahatlayacak gibiyim. Bir tane avmigran içip uyumaya çalışayım. 1–2 saate geçer sanırım.

Saat 00:00

Geçmiyor. Her gözümü kapattığımda kabuslar başlıyor. Sanki içinden hiç çıkamadığım bir labirent gibi. Freddy’nin kabusu peşimi bırakmıyor. Bir tane dicloflam içsem belki vücudum yumuşar. Bu etkili olmalı artık?

22 Ekim 2020 Perşembe (0)

Saat 02:00

Uyku tutmuyor. Gözlerimi kapatamıyorum. Sırt ağrısı dayanılmaz bir seviyede. Soğuk soğuk terliyorum ardından bir üşüme geliyor ve titriyorum. Sıcak duş alıyorum ama sıcak etki etmiyor. Yanmıyor sanki vücudum. Üşümem geçmiyor. Egzersiz yapıyorum gecenin bu vaktinde belki yorulurum uykum gelir. Ama fayda vermiyor. Karanlık bir odada sadece oturuyorum. Baş ağrısı azalmıyor. Sırtım zonkluyor.

Saat 04:00

5 saat oldu ağrı kesici alalı. Yeni bir ağrı kesici içiyorum. Dayanılmaz ağrılarım biraz azalsın istiyorum artık. Hastaneye gidip bir iğne yaptırmayı düşünüyorum. Fakat baş ağrısı için hiç hastaneye gitmedim. Keşke gitseydim belki her şey daha farklı olurdu.

Saat 06:00

İlaçlar etki göstermeye başlıyor. Uykum geliyor. Sonunda ağrılarım biraz azalıyor. Uyuyorum.

Saat 12:00

Çok yorgunum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Sadece yatmak istiyorum. Dünyanın yükü sanki benim omuzlarımda. Daha önce hiç bu şekilde bir migren geçirmemiştim. Akşam olsun istiyorum. Uyumak ve ertesi güne daha dinç uyanmak istiyorum.

Saat 18:00

Hafif bir öksürük peydah oluyor. Kuru bir öksürük. Konuşurken oluyor. Rahatsız ediyor. Acaba demeye başlıyorum. Yoksa ağrılarım migrenden dolayı değil miydi?

Saat 20:00

Zehra’dan ateşimi ölçmesini istiyorum. 38 çıkıyor. Korkuyorum. Bir üşüme ve titreme başlıyor. Isınmak için yorganın altına giriyorum. Isınamıyorum. Kendime geliyorum. Sonra Medipol hastanesine gidiyorum. Muayene, Akciğer tomografisi ve Covid19 testi oluyorum. Akciğer filmi temiz çıkıyor. Fakat belirtiler açık.

Saat 22:00

Eve geliyorum. Ne olur ne olmaz Zehra ve AKS ile izole oluyoruz. Ayrı odalara taşınıyoruz. Çok yorgun ve bitkin hissediyorum. Öksürük artmaya başlıyor. Gece üşüyorum. Ateşim bir çıkıyor bir iniyor. Uyuyorum.

23 Ekim 2020 Cuma (1)

Saat 06:00

Uyanıyorum. Göğsümde bir ağrı var. Derin nefes almaya çalışıyorum. Alabiliyorum. Arada kendimi test ediyorum. Alamazsam bir sıkıntı var diyeceğim. Cam kenarına gidiyorum. Derin nefes alıyorum. Baş ağrım olmadığı için şükrediyorum.

Saat 16:00

Telefon çalıyor. Sağlık ekipleri Covid 19 test sonuçlarımın pozitif olduğunu söylüyor. Şaşırmıyorum. Üzülüyorum ve kendime kızıyorum. Nasıl ve nereden kaptığımı düşünmeye çalışıyorum. Bulamıyorum. Telefondaki kişi temasta olduğum kişileri soruyor. Söylüyorum. Ailemdeki herkesi karantinaya aldırıyorum. (istemeden) Herkesi tehlikeye attığımı düşünerek tekrar kızıyorum kendime.

Saat 18:00

İlaç getiriyorlar. Yapmam gerekenleri söylüyorlar. Evden dışarı çıkamayacağımı, bir sıkıntı olursa 112'yi armam gerektiğini söylüyorlar. Aks ve Zehra’nın belirtisi olmadığı için onlara test yapmayacaklarını söylüyorlar. Tamamen izole oluyoruz. Uzaktan görüşüyoruz.

Saat 20:00

Psikolojik midir bilmiyorum ama göğüs ağrılarım artıyor. Derin nefes almaya devam ediyorum. Derin nefes aldıkça seviniyorum ama bazen öksürük krizlerine engel olamıyorum. Öksürük yoruyor.

Favimol adı verilen bir kutu ilaca başlıyorum. Üzerinde ilk iki dozun 8 adet olduğu yazıyor. 8x200mg=1.6gr ilacı içiyorum ilk dozda. Yan etkilerini okumuyorum. Psikolojik olarak yan etkilerini hissetmek istemiyorum.

İlacı kullanmaktan başka alternatifim yok. Çevremde, ilacı kullanmadığı için virüsün ciğerlerini ele geçirdiği kişileri duyuyorum. Buna cesaret edemiyorum. Ateşim var. Uyuyorum.

24 Ekim 2020 Cumartesi (2)

Saat 06:00

Terlemişim. İlaçlar mı terletti yoksa gidip gelen ateşim mi bilmiyorum. Duş alıyorum. Karnım ağrıyor. Aslında karnım da değil. Midem ağrıyor. Bir de gözlerim acıyor. Hatta acı değil de ağrıyor. Gözlerime dokunduğumda ağrıyı hissediyorum. Telefona çok bakmaktan olduğunu düşünüyorum fakat benim gibi hayatının %60'ını bilgisayar başında geçiren bir insan için bile fazla bir ağrı bu. Sonradan öğreniyorum ki, ilaçların yan etkisi.

Saat 10:00

Çok şanslıyım. Zehra her gün kahvaltımı, ara öğünümü, çayımı, akşam yemeğimi hazırlıyor. Halsizlikten hiçbir şey yapasım yok. Eğer Zehra da olmasa kalkıp da kendime hiçbir şey hazırlayamazdım. Tat alabiliyorum. Buna da şükür. En azından yediklerimin tadını alabiliyorum. Kahvaltıdan sonra ikinci 8'lik ilacımı aldım. Uzun sürüyor içmesi. Bakalım nasıl yan etkileri olacak ilacın.

Saat 20:00

Hasta olduğumdan beri bir çok kişi aradı, mesaj çekti. Bunlar gerçekten çok moral oluyor. Bazen yorgunluktan konuşamıyorsun fakat yine de iyi dilekleri duymak çok sevindirici oluyor. İyi ki varsınız.

İlaç sayısı 3'e düştü. Bu tabi ki iyi bir haber.

25 Ekim Pazar (3)

Saat 06:00

Yorgunluktan akşam erken saatte uyuyakalıyorum. Bu sebeple sabah erken saatte ayakta oluyorum. Genelde gece terleyerek uyanıyorum. Hislerim biraz daha arttı önceki güne göre. Sıcağı ve soğuğu daha iyi hissediyorum.

Saat 14:00

Öksürük değişmez belirtimiz. Konuşmadıkça ve yatmadıkça öksürük olmuyor. Fakat konuşuyorsam ya da yatıyorsam öksürük baya rahatsız edici oluyor. Genelde balgam olmuyor. Öksürük krizleri artarsa bu öksürük karnıma, belime ve bazen böbreğime baskı yapıyor. O yüzden çok öksürmemek istiyorum.

Saat 20:00

Geçmeyen diğer belirtiler, Göz ağrısı ve karın ağrısı. İlk gün içtiğim ilaçların etkisi devam ediyor. Karın ağrısı biraz oturma bozukluğundan da olabilir fakat karnımda bir baskı var. İshal durumu olmadığı için karnımdaki ağrıları şimdilik çok kafaya takmıyorum. İştahımda herhangi bir sıkıntı yok.

26 Ekim Pazartesi (4)

Saat 10:00

Bugün sabah 6'da uyanamadım. Derin bir uyku uyumuşum. Gece öksürüklerle bölünsem de uzun bir uyku serüveni oldu. Sabah yine terlemiştim. Odadaki hava sirkülasyonu olması için camı açık bırakıyorum. Havalar artık soğuduğu için bu çok akıllıca olmayabilir ama temiz havaya ihtiyacı var ciğerlerimin.

Çok güzel bir kahvaltı sonrasında 3'lü ilacımı içiyorum.

Saat 16:00

Daha önce yazdım mı hatırlamıyorum fakat, ilacın yan etkilerini okumadım. Son gün okumayı planlıyorum. Fakat birden fazla yan etkisi hissettiğime eminim. Göz ağrısı örneğin çok anlamsız bir şekilde rahatsız edici. Gözümü kapatıp açınca bile ağrı yapıyor. Karın ağrısı geçmeye başladı. Şu göz ağrısı umarım en kısa sürede geçer.

Saat 20:00

Hastalığın kırılma noktalarından birini yaşıyorum sanırım. Tekrar ateşim çıkmaya başladı. Ateş ne demekti? Ateş bir hastalık değil, vücudun bağışıklık sisteminin harekete geçtiğini gösteren bir çeşit bağışıklık cevabıdır. Vücudun beyaz kan hücreleri üretmeye başladığının işaretidir. Yani vücutta ikinci korona savaşı başladı ve bu sefer güçlü olan benim vücudum inşallah. Bu savaşı kazanırsam iyileşmeye başlayacağım. Ama sanırım bu savaş çok da kolay olmayacak. İlacımı içiyorum ve uyuyorum.

27 Ekim Salı (5)

Saat 06:00

Ateş vücudu çok yoran bir durum. Vücutta bulunan termostatın derecesi yükseliyor. Bu da ister istemez hararet yapıyor. Sabah erken uyanmanın güzel yanları var. Gün erken başlıyor. Ama ben saat 7 gibi tekrar uyuyorum. Uyumak istemesem de yorgunluk her dakika sizi uyutuyor.

Saat 10:00

Bazı bilgiler vermekte fayda var. Öncelikle Zehra ve AKS’den izole olmuş durumdayım. Ayrı odalarda yaşıyoruz. Küçük su şişeleri aldık marketten. Çeşitli uygulamaları kullanıyoruz. İste gelsin, getir, banabi, vs. İste Gelsin fiyat performansı ve ürün çeşitliliği diğerlerinin çok üstünde. Örneğin, su, soda çeşitliliği harika. Buna ek olarak BEEO marka Propolis alacaktım ve marketteki fiyata buradan alma şansım oldu. Aynı gün içinde teslimatları da çok süper.

Evde kaldığım sürece ekran süresini minimumda tutmaya çalışıyorum. Mesajlar ve telefonlar dışında çok fazla telefona bakmıyorum. Biraz kitap okumaya başlayabildim. Uzun zamandır başlayıp bitiremediğim Yalın Startup kitabını bu vesile ile bitirmiş oldum.

Saat 20:00

Korona savaşında üçüncü perde oynanıyor. Tekrar ateşim çıktı. Ateşim bir çıkıyor bir iniyor. Arada üşüme krizleri geliyor. Sanırım vücudum savaşın galibi olma yolunda elinden geleni yapıyor. Savaşı kazanmak için bazı şeyleri feda etmek gerekiyor belki de. Tat ve koku da bunlardan biri. Akşam bir anda tat ve kokuyu kaybediyorum. Yediğim her şey aynı. Dişimi fırçalıyorum tat almıyorum. Yemekte çok acılı mercimek çorba, enginar ve makarna var. Fakat ben tatlarını alamıyorum. Ardından tarçınlı, zencefilli limonlu bir çay içiyorum. Fakat hiç tat alamıyorum. Allah’ın verdiği nimetlere şükretmemek, kaybedince değerini anlamak… Ah ki ne ah.

Saat 22:00

Öksürük artıyor, belim ve böbreklerimde ağrılar artıyor. Zor bir gece beni bekliyor hissediyorum. Sanki hastalığın ilk gününe geri döndüm. Tüm ağrıları baştan yaşıyorum. Buradan şu sonucu çıkarıyorum. Bünye ne kadar kuvvetliyse hastalık o vücutta yenilgiye uğruyor. Ama eğer vücut zayıf ise, hatalık ilk fırsatta kontrolü tekrar ele alıyor ve zamanla iyileşecekken daha da kötü hale geliyor. Yani zamanla iyileşme gibi bir durum söz konusu değil. Daha da kötü bir hal alması içten bile değil.

Gece çetin geçecek. Sabah ola hayrola.

28 Ekim Çarşamba (6)

Saat 06:00

Öksürük ilk defa azaldı. Bu iyi haber. Fakat gece uyuyamadım. Çünkü saat 02:00'da başlayan baş ağrısı sabaha kadar devam etti. Hani ilk gün yazmıştım ya, korku filmi gibi diye. Bugün de aynısı oldu. İçinden çıkamadığım korku filmi geri dönmüştü. Sabah kadar dönüp durdum. Döndükçe başım ağrıdı. Sabah 6'da kalktığımda yine kanter içindeydim. Duşa girdim. Sıcağı hissetmedim, hareketlerim ise robotunki gibiydi. Çok anlamlı hareketler yapmadığımı bir gerçekti. Başımdaki ağrı iki noktada artıyordu. Birincisi gözlerim diğeri ise ense kökü. Bu ağrı o kadar şiddetliydi ki, gözlerimi açamıyordum.

Saat 10:00

Baş ağrısı iştahsızlığa sebep oluyordu. Çünkü migrendeki gibi mide bulantısı yapıyordu. Az bir şey yedim ve kendimi yatağa attım. Başımı tülbent ile sardım ve gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Hiçbir şey yapamadım. Tek tesellim bugün ilaçların son günüydü. Artık ilaç yoktu ve yan etkilere bakacaktım. Umarım ki hepsi en kısa zamanda vücudumu terk edecekti.

Baş ağrısı geçmediği için ağrı kesici içtim. 3–4 saat sonra etkisini göstermeye başladı.

Saat 16:00

Ağrı kesici içmenin en kötü yanı, ağrı geçtikten sonra yan etkilerinin başlaması oluyor. Sağlıklı düşünemiyorsun, boşlukta hissi oluşuyor. Hem bunun etkisi hem de hastalığın bugüne kadar oluşturduğu hissiyat ile ciddi bir duygusal dengesizlik ortaya çıktı. Her şeye ağlama isteği oluştu. Her şeye ağlamak istiyorum. Bu kötü bir şey değil biliyorum. Evet zaten sulu göz bir insanım ama biraz katmerli bir duygu şu anda.

Saat 20:00

Dün geceki ağrıların sonucu olarak tüm vucudumdaki kaslarda ağrılar devam ediyor. Özellikle bacaklarımdaki kas ve eklem ağrıları devam ediyor. Sevindirici bir haber, tatları çok az da olsa aldığımı hissediyorum. Bu iyiye işaret çünkü yavaş yavaş geri geleceğini hissediyorum.

29 Ekim Perşembe (7)

Saat 06:00

Bugün ilk defa iyi olarak uyandım. Çok şükür başım ağrımıyor, öksürüğüm az, tat biraz alıyorum ve başka bir sıkıntım yok. Artık hava soğuduğu için camı açık yatmıyorum. Sabah 6'da uyanıp camı açıp evi havalandırıp saat 7'de tekrar yattım. 10'a kadar uyumuşum. Kendimi iyi hissediyorum. Vücudumda 4. defa savaş çıkmazsa, inşallah bu savaşı kazandım.

Saat 10:00

İlacın yan etkilerini okumak istiyorum. İlacın adım Favimol 200mg. Favipiravir etken maddesi içeriyor. Tüm yan etkilerini yazmayacağım. Öne çıkanları yazacağım. Bulantı, kusma, karın ağrısı, beyaz kan hücresinde artış, kaşıntı, tat almada bozukluk, bulanık görme, göz ağrısı, astım, karın rahatsızlığı, vb.

Açıkçası göz ağrısı ve karın ağrısının sebebini burada görmek en azından şüphelerimi doğruladı. İlaç her ne kadar bir çok yan etkisi olsa da, ilacı içmemeyi bir seçenek olarak görmüyorum. Ben çok sık hasta olan bir kişiyim. Çocukluğumda atlattığım astım krizlerinden dolayı alerjik bir yapım bulunuyor. Eğer bu ilacı kullanmak yerine bekleseydim, korona ciğerlerimi ele geçirebilir ve çok daha vahim bir durumda hastaneye kaldırılabilirdim. Doktorlara güvenin.

Son

1 seneye yakın bir süredir bu hastalığa maksimum dikkat eden bir insandım. Maskesiz dışarı çıkmam, sosyal mesafeyi korurdum. Fakat nasıl oldu bilmiyorum, bu hastalığa yakalandım. Gerçekten nereden bulaştığı hakkında hiç bir fikrim bulunmuyor. Bu hastalık zor bir hsatalık. 36 yaşında olmama rağmen beni çok yordu. Yaşlı ve zayıf bünyeleri ne kadar yorduğunu tahmin bile edemiyorum. Lütfen ailenize dikkat edin. Lütfen bu hastalığın yayılmasına engel olun.

Bu hastalık süresince başta ailem olmak üzere, tüm arayan, mesaj çeken herkese teşekkür etmek istiyorum. Hastalığı atlatmam da en büyük güç sizden geldi.

Annem, Babam. Benim yüzümden tatile gidemediniz. Evde kapalı kaldınız. En çok da sizi telaşlandırdım ve üzdüm. Sizde bir hastalık çıkmadığı için çok mutluyum. Desteğiniz sayesinde daha iyiyim.

Ablam, Mahmut abi, Burak ve Özlem’e ayrı bir teşekkür etmek istiyorum. Öncelikle benim yüzümden karantinada kaldıkları için özür diliyorum. Ben daha çok dikkat etseydim, onlar da karantinada olmayacaklardı. Teşekkür ediyorum, çünkü beni hiç yalnız bırakmadılar.

Zehra. Bu güneşli günlerde benim yüzümden evde kapalı kaldığın için ve tüm gün benle uğraştığın için teşekkür ederim. Zor günler umarım geride kaldı.

AKS. Çok şanslıyım senin gibi bir oğlum olduğu için. Bu zor günlerde evimizin neşesi olduğun için, bizi hiç üzmediğin için, beni sevdiğini söyleyerek moral verdiğin için…

11.11.2020 tarihinde yapılan eklemeler aşağıdaki gibidir

Hastalığımın başlamasından itibaren 22 gün geçti. 10 günlük karantina sürecimin bitmesinden de 12 gün geçmiş oldu. Ekleme yapmamın 2 nedeni bulunuyor. Birincisi, benim sağlık durumun ne olduğu ve hastalığın ilerleyen günlerinde ne olduğu hakkında bilgi vermek. İkincisi, eşim ve AKS’nin bu süreçte negatif olmalarına rağemn, ne yazık ki annem ve babam pozitif oldular. Bu süreçle ilgili bilgi vereceğim.

Karantina süresi sonrasındaki durumum

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, karantina sürecinde sağlığınız kötüye giderse 112 Acil servisi arayarak yardım alabiliyorsunuz. Özellikle nefes almakta güçlük çekiyorsanız hemen acil servisi aramalısınız.

29 Ekim ile karantinanın bittiği 1 Kasım tarihi arasında farklılık bulunmuyordu. Karantina bittikten sonra yaptığım ilk şey, gidip test yaptırıp hala pozitif mi olduğumu öğrenmek oldu. Sağlık bakanlığı, karantina bitiminde test yapmıyor. İsterseniz kendiniz ücretini ödeyerek test yaptırabiliyorsunuz. 02.11.2020 tarihinde yaptırdığım testin sonucu pozitif çıktı. Bunun üzerine araştırma yaptım ve çevremde pozitif olan kişilere sordum. 41. günde olup hala pozitif çıkan kişileri öğrendiğim de, gidip test yaptırmanın çok manasız olduğunu gördüm. Yaptığım araştırma sonucunda uzun bir süre pozitif çıkabileceğim fakat hastalığın bulaşıcılığının azaldığı yönündeydi. Fakat, bu bilginin kesinliği olmadığı için evde karantinada kalmaya devam ettim.

Peki hayatımda ne değişti. Öncelikle öksürüğüm hala geçmedi. Azalsa da, çok konuştuğumda ya da çok hareket ettiğimde öksürük rahatsız ediyor. Hastalık süresince hiç balgamım olmuyordu. Fakat hastalık geçmeye başladığından itibaren tekrar balgam olmaya başladı.

En çok canımı sıkan şey ise, hemen yorulmak. Örneğin dün akşam 1–2km yürüyüş yaptım. Bu yürüyüş sonrasında kendimi çok yorgun hissettim. Kulaklarım kızardı ve uyumak istedim. Ben 36 yaşında olmama rağmen 3–3 tek pota maçta 1 saat yorulmadan oynayan adamdım. Bu beni gerçekten çok üzdü.

Eşim ve AKS’ye hastalığı bulaştırmadığıma seviniyorum. Hastalık ilk başladığı günden itibaren odaları ve yemekleri ayırmıştık. Ben evde kendi odam dışında her yerde maske ile dolaştım ve kesinlikle onların dokunduğu yerlere dokunmadım. AKS ile 2 metre mesafeden daha fazla yaklaşmadık. Bunun sonucu olarak onlara bulaşmadan atlatmış olduk. Fakat, annemle babama bulaştırmışım.

Annem ve Babam

Benim belirtilerim 21 Ekim 2020 Çarşamba gecesi başlamıştı. Ne yazık ki, o gün akşam yemeğini tüm aile beraber yemiştik. Annem, babam, Zehra, AKS, ablam, çocukları, kardeşim, eşi. Çok üzgünüm ve çok pişmanım gerçekten. Çünkü, normalde ben yemeğe gitmeyecektim fakat bir toplantım erken bittiği için gitmiştim.

O gün akşam yemeğinde olan tüm herkes benimle birlikte karantinaya girmişlerdi. Tam 14 gün boyunca kimse evden çıkmadı. 14 gün sonra geçtiğimiz hafta annemde baş ağrısı ve ateş olmuş. Annem yeni enfeksiyon atlattığı için onla ilgili olduğunu düşünmüş. Babamın da sadece 1 gün ateşi biraz çıkıp inmiş. Çok önemsememişler. 9.11.2020 yani karantinadan tam 19 gün sonra (geçtiğimiz pazartesi) annemi nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı ve ateşten dolayı hastaneye kaldırdık. Tahliller yapıldı ve ciğer filmi çekildi. Ciğer filmi sıkıntılıydı, kandaki CRP oranı yüksekti. Hastanede hava tedavisi ve serum verildi. Covid-19 testi yapıldı. Sonuç pozitif çıktı. Babam da hiç belirti olmamasına rağmen onun da testi pozitif çıktı.

Dün sağlık bakanlığından gelip karantina süreci başlatıldı ve ilaçları verildi. Annem dün iyi olmasına rağmen bugün yine kötü oldu. Babam da bugün kendini çok yorgun hissediyor. İnşallah ikisi de iyileşip sağlıklarına kavuşacak. Bu yazıyı okuyanlar dualarına eklerse çok memnun olurum.

Son Söz

Annemle babama bir akşam yemeğinde hastalığı bulaştırmışım. Benim yüzümden şu anda hastalar. Lütfen, çevrenizdekileri üzmek ve üzülmek istemiyorsanız, mümkün olduğunca evde kalın. Maskesiz dışarı çıkmayın. Ben çok üzgünüm. Bu hastalığın sıkıntısını çekerken bu kadar acı çekmemiştim. İnşallah bu yazıyı son kez güncellediğimde ikisinin de iyileştiğini yazacağım. Ama o zamana kadar, siz de kendinize ve ailenize dikkat edin.

Sevgilerle

--

--